Ana Sayfa

28 Temmuz 2011 Perşembe

Zeynep


Bankaya ilk başladığım yıllarda, başta iş ahlakı, ciddiyeti, sorumluluğu ve disiplinini yıllarca örnek aldığım bir şefim vardı...adı Zeynep.
Dosyaların ve evrakın nasıl incelenmesi gerektiğini; tebliğ ve genelgelerin güncel olarak takip edilmesi gerekliliğini, mevzuat güncellemesi ve yorumlamasının  işteki başarıda ne derece önem arz ettiğini,  hep ondan öğrendiğim ben...
Kambiyoculuk başarımın temelinde yatar Zeynep'den öğrendiklerim...

Dün bir arkadaşımla sohbet ederken, telefonu çaldı. Arayan gıyaben benim de tanıdığım okuldan eski bir arkadaşıydı.
Telefonu kapatınca, arkadaşının güzelliklerinden bahsederken, laf arasında geç evlendiğinden, hiç çocuğu olmadığından, kocasının ikinci eşi olduğundan, ilk eşini hastalıktan kaybettiğinden bahsedip, "iyi bir insandır kocası Kudret, bende çok severim" dedi.
O anlatmaya devam ederken, neden ve niçin olduğunu anlamadığım bir duyguyla birden Zeynep geldi aklıma...
Belki sadece çağrışım yaptı bilmiyorum...onun kocasının adı da "Kudret" ti...
Ve ben onu en son, Zeynep'i sonsuzluğa yolcu ederken, mezarı başında görmüştüm 27 sene önce...

Sessiz sakin, kendi halinde bir insandı Kudret bey...
Çok severlerdi Zeynep'le birbirlerini...
Arada almaya gelirdi bankadan Zeynep'i; O servisin kapısından girdiğinde gözleri parlardı Zeynep'in...
O kötü hastalığa yakalandığında en büyük desteği Kudret bey vermişti ona...
Ve ben onu, kapkara olmuş olarak gördüğümü hatırlıyorum en son, Zeynep'in mezarı başında...
Sonra, seneler sonra duyduk ki, Kudret bey tekrar evlenmiş...

Dün arkadaşım, kendi arkadaşını anlatırken geldi aklıma bütün bunlar...
Ona da söyledim aklıma gelenleri, saçma olduğunu bile bile...
"Olabilir" dedi, "belki bu Kudret, o Kudret'tir." Onun karısı da hastalıktan ölmüş ve Kudret uzun yıllar evlenmeyi reddetmiş. Hatta evlendikten sonra bile, bir süre yeni duruma adapte olamamış.
Aklıma birden soyadını sormak geldi...
Evet, gerçekten o Kudret bu Kudret'ti...

"Ne garip bir tesadüf" diye düşündüm. Bu kadar sene sonra, bir isim bana Zeynep'i çağrıştıracak, hiç alakası olmayan bir kişiye ben bu geçmişi anlatacağım...ve nereden nereye...
Belki  de tesadüf diye bir şey yoktur hayatta, kimbilebilir ki?...

Işıklar içinde yat Zeynepciğim, mekanın cennet olsun...



23 Temmuz 2011 Cumartesi

Müziğin gücü


Bugün bloğuma müzik bölümü ekledim. Çok güzel, dinlendiren türden müzikler...
Hani insan dinlerken rahatladığını hisseder ya, işte öyle birşey...
Tam meditasyon oluyor dinleyene...

Aslında ne kadar ihtiyacımız var kafa boşaltmaya, biraz daha sakin ve dingin bir hayatı yaşamaya...
Daha az üzülmeye, daha çok mutlu olmaya...
Artık kederlendiren haber duymamaya, hep sevinçleri paylaşmaya...

Ne çok ihtiyacı var  hepimizin sevgiye, saygıya, kardeşliğe...

Keşke herşey bu müzikler gibi huzur verse insana...

Artık barış dolu bir dünyayada yaşamayı umuyor ve diliyorum, kendim için, sevdiklerim için ve tüm dünyadaki canlılar için...

19 Temmuz 2011 Salı

Deniz ve mehtap

Tatile gitmek ve keyifli bir tatil geçirmek insana mutluluk veriyor.

Biz de 19 günlük tatilimizi şimdilik noktalayarak  Ankara'mıza döndük.

Keyifle geçti tatilimiz, keyfimizce vakit geçirdik sevgili eşimle...

Bu sene deniz harikaydı Alanya'da, biz de doyasıya yüzüp, keyfini çıkardık denizin...

Zaten çocukluğumdan beri denizde yüzmek, kokusunu hissetmek, dalgaların sesini dinlemek bana apayrı bir huzur ve mutluluk verir.

Ama Temmuz'un ikinci yarısından itibaren Agustos'un sonuna kadar Alanya'da bulunmayı artık sevmiyoruz. Daha doğrusu sıcağına artık tahammül edemiyoruz. O tarihlerde Ege ve Karadeniz bizim için çok daha elverişli yerler oluyor.

Ankara'yı da seviyorum yazın, her ne kadar pek bu fikrime katılan olmasada...

Ben bir süre Ankara'nın keyfini çıkaracağım.

Sonrada yol bizi nereye götürürse artık...

Darısı herkesin başına...