Ana Sayfa

7 Ağustos 2011 Pazar

Bir varmış, bir yokmuş...

Bir zamanlar, ülkenin birinde bir adam yaşarmış. Karısı ve çocukları tarafından çok sevilen bu adamın uzun süredir çözemediği küçük bir sorunu varmış.
Boğazına pek düşkünmüş bu adam, yemeği çok severmiş. Yemeklerden pilav, köfte, patates ile börek, çörek, kek, kurabiye türü hamur işlerine dayanamaz, mutlaka yermiş. Hafif göbeğini de "göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer" diyerek görmemezlikten gelirmiş.


Gel zaman git zaman, göbek çevresi daha da genişleyip, gıdısı aşağıya doğru sarkmaya başlayınca, dağa bayıra vurmuş kendini; dağa tırmanmış, ormanda koşmuş, nehirde yüzmüş... Lakin hiçbiri fayda etmeyince kendince yediklerini kısıtlama yoluna gitmiş. Hamur işlerini mümkün olduğunca, tatlıyı da tamamen kesmiş. Sonrada kendisine 1 hafta süre verip, bu süre içerisinde kilo vermeyi hedeflemiş. Süre sonunda da  mükellef bir yemekle kendini ödüllendirip, arkasından da tatlı yemeyi planlamış.

Günler birbirini kovalamış ve nihayet beklenen gün gelmiş çatmış...
Adam kendinden emin tartıya çıkmış. Aman Allahım o da ne...! Kilo vermek bir yana, üstelik üzerine kilo bile almamışmı...!!!?
Gözlerine inanamamış, birkaç defa tartıya çıkıp inmiş, ama sonuç hep aynıymış...
"Bu tartı bozuk herhalde" diye karısına seslenerek girmiş mutfak kapısından, yüzü asık, gözleri hayret ve şüphe içerisinde bakarken...
Karısı başlamış gülmeye.... Aslında farkındaymış, adamın yediklerinin hep kalorili şeyler olduğunun, ama birkaç uyarının haricinde müdahale etmek istememiş yediklerine...
Adam  tatlı yememiş ama, rejim  kisvesi altında götürmüş bademleri, cevizleri, hatta kocaman  kadınbudu köftelerden bir oturuşta 6 tane birden yemiş, hem de diğer yemeklerin yanında...
Sonunda kendisi inkar etse de tartı inkar etmemiş yediklerini...

"Bu sana ders olsun" demiş karısı "bundan sonra yediklerine daha dikkat et."
Adam karısına hak vermiş, "bundan böyle az yiyeceğim" demiş.

VE...İkinci haftanın sonunda tartıdan, ilk hafta aldığı kilonun iki mislini vermiş olarak inince çok sevinmiş ve morali yerine gelmiş...

Bu tabi ki hikaye ama, mühim olan hikayenin 'anafikri' ve hepimizin bundan çıkaracağı ders....


2 yorum:

Turgay dedi ki...

Benim canım oğlum,birilerine bazen çakoletti(çakal ın nazikcesi)
derdi. Nekadar doğru söylermiş!yazıda biraz abartma var 6 değil 4 köfte olacaktı.Bu yazıdan çıkan ana fikir neymiş,fazla doğrucu olmayacaksın sonra hikaye olur inanırlar:))))
Ben seni böylede seviyorum.

Nilgun dedi ki...

Aaa,
bende gerçekten hikaye sanmıştım.
bahsi geçen adam senmiydin?????
sanmam canım sen değilsindir o değilmi?